CENNETİN ÇOCUKLARI!….

DİLEK KÜÇÜKYILMAZ

Yaşadığımız hayat serüveninde bazı anlar vardır. İnsanın o anlarda karşılaştıkları, yalnızca düşüncelerini değil, kalbinin ritmini bile değiştirir.

Kendi hayat serüvenim, beni o anlardan biri ile karşı karşıya getirdi…

Mersin Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı Otizm Gündüz Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi Müdürlüğünde, Halk Eğitim bünyesinde  eğitmen olarak  görev aldım. Bu süreç bana hayatın  ne kadar gerçek ve anlamlı olduğunu yakından gösterdi.

Otizm, bilinen adıyla gelişimsel farklılık gösteren çocuklardır.

Sosyal etkileşim, iletişim ve davranışlarda belirli zorluklarla kendini gösteren bir durumdur.

Buradaki her bir çocuğun bakışında, kimi zaman içten içe bir sessizlik, kimi zaman yeşeren bir umut, kimi zaman ise dünya ile temas kurmak için çabalamanın izleri var.

Çünkü genel olarak otizmli çocuklar, göz teması kurmada, sosyal ilişkilerde zorlanır.

Bu çocuklar, doğallıkları ve masumiyetleri ile toplumun en hassas yüzünü temsil ediyor. Hiçbir aile böyle zor bir yolculuğu tercih etmek istemez ancak hayat, bazen insana ağır bir yük bırakır. Tam bu noktada ise sabır ve sevgi destek olur hem çocuklar, hem de ailelere. Anlayış, sevgi ve ilgi hayati bir ihtiyaç hâline gelir. Bu nedenle böylesi kurumların sunduğu imkânlar, göründüğünden çok daha derin bir anlam taşır.

Gerçekleri görebilmek ancak şahit olmakla mümkündür. Bir çocuğun küçücük gelişim adımı bile, bu kurumda verilen emeğin ne kadar değerli ve vazgeçilmez olduğunu gösteriyor. Bu kurumlar yalnızca eğitim vermiyor, ailelerin yükünü hafifleten, psikolojik dayanıklılığı artıran ve toplumda farkındalık oluşturan geniş bir perspektif sunuyor.

Bu sebeple Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürümüz Naci Yılmaz’a, kuruluş müdürümüz İlhami Levent’e ve özveriyle çalışan tüm personelimize teşekkür etmeyi sorumluluk olarak görüyorum. Onların emeği, yalnızca mesleki görev bilinciyle değil, insani duyarlılıkla beslenen bir çaba olarak karşımıza çıkıyor. Birlikte yürüttükleri bu hizmet, hem çocuklara hem ailelere dokunan güçlü bir bağ oluşturuyor.

Unutmamak gerekir ki: Bu çocuklar, doğru destek verildiğinde topluma aktif şekilde katılabilecek potansiyele sahiptir. “Ben ne yapabilirim?” demeden,

toplumdaki her bireyin mutlaka yapacağı bir şey vardır.  Küçük bir tebessüm, bir merhaba demek bile bu çocuklar için büyük bir değişimin başlangıcı olabilir. İnsan isterse aşamayacağı engel yoktur. Özellikle birliğin, beraberliğin, sevginin ve saygının eşliğinde el ele verirsek engelleri daha kolay aşabiliriz.

Bu çocuklar masum, bu çocuklar hassas, bu çocuklar kırılgandır.

Ve belki de tam bu yüzden…

Bu çocuklar, cennetin çocuklarıdır…