SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ: İYİLİK SÖYLEMİNİN İSTİSMARI

Sosyal sorumluluk projelerine; ‘’sürdürülebilir olmaması, reklamın ötesine geçmemesi, iyilik maskesi altında çıkar amaçlarının güdülmesi, gönüllülüğün istismarı, yalnızca kurumsal pr amaçlanması, yüzeysel ve geçici çözümler barındırması’’ gibi nedenlerden dolayı eleştirisel bir bakış açısı getirmek istiyorum.

Sosyal sorumluluk projeleri, genel anlamıyla, bireylerin, kurumların veya şirketlerin topluma karşı üstlendikleri sorumlulukları yerine getirmek için toplumsal, çevresel, kültürel veya ekonomik bir soruna çözüm üretmek ya da farkındalık yaratmak amacıyla toplum yararına geliştirdikleri faaliyetlerdir. Fakat girişte de bahsettiğim gibi ‘’sosyal sorumluluk’’ kavramı altında yapılan çalışmalar bana ne yazık ki artık pozitif bir çağrışım uyandırmıyor. Yine maalesef ki bazı faaliyetler, yetkili kişilerin ve/veya kurumların asli görevlerini hatta bazen de toplumsal sorunları örtbas etmektedir. Herhangi bir yerde merkezi veya yerel yönetimlerin ‘’biz çok fazla sosyal yardımlar yapıyoruz, ayni ve nakdi destekler gerçekleştiriyoruz’’ gibi söylemleri, bölgesel veya ekonomik sorunların görmezden gelindiğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda sürdürülebilir ve kalıcı çözümler gerekmektedir. Fakat bunu için de öncelikli olarak sosyal sorumluluk çalışmalarının tek başına yeterli bir çözüm aracı olmadığı bilinmelidir. Bu çalışmalar aksine bazı durumlarda, destek faaliyetlerinin sona ermesi ile sorunun en baştaki durumundan daha kötü bir duruma evrilmesine de sebebiyet verilebilmektedir. Kim tarafından ortaya atıldığı belirsiz bir cümlede de geçtiği gibi ‘’Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk o yüzden anlaşamıyoruz!’’

Sosyal sorumluluk projelerinin insani boyutu ‘’ilgili ve yetkili makamlarca’’ ele alınmalıdır. Diğer boyutları ise ‘’Sosyal Girişimcilik’’ kavramı ile oluşturulmalıdır. Sosyal girişimcilik projeleri ile kâr odaklı bir yaklaşım benimsenmektedir. Sosyal girişimcilikte kârın rolü ise: Öncelikli olarak araçtır, amaç değil: Amaç toplumsal fayda yaratmaktır; kâr ise bu faydayı sürdürülebilir kılmak için kullanılan bir araçtır. Sonrasında ise sürdürülebilirlik için gereklidir. Sadece bağış ya da hibeye dayanmak yerine, projeler kendi gelirini üreterek ayakta durur. Böylece toplumsal katkı süreklilik kazanır. Daha sonra yeniden yatırıma dönüştürülmektedir: Elde edilen kâr, genellikle hissedarlara dağıtılmak yerine projelerin büyütülmesine, daha fazla insana ulaşılmasına veya yeni sosyal çözümler geliştirilmesine yatırılır. Son olarakta iki amaçlı dengesi gözetilir. Hem ekonomik sürdürülebilirlik hem de sosyal etki hedeflenir. Birini ihmal eden girişimler uzun ömürlü olmaz. Bu yüzden artık sosyal sorumluluk projeleri sosyal girişimcilik projeleri hâline getirilmelidir.

HARUN ŞİMŞEK