Moderatör Ahmet Eroğlu, yazar Ali Yedigöz’ü gazetecilik döneminden tanıdığını belirterek, daha sonra Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü Tiyatro Topluluğu’nda Haldun Taner’in “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” adlı oyununda başrol olarak sergilediği başarılı performansından bahsetti.
GAMZE GÜLSER
Yedigöz’ün edebiyat yolculuğuna dair pek çok detay da söyleşi sırasında paylaşıldı.
Ali Yedigöz’ün şimdiye kadar “Kaybedilmiş Aşklar Sokağı,” “Gül ve Begonviller” ve “Babalar Gece Ağlar” adlı üç kitabı yayımlandı. Ahmet Eroğlu, Yedigöz’ün öykülerini akıcı bir dille yazdığını belirterek, özellikle kitap isimlerinin dikkat çekici olduğunu söyledi ve bu isimlerin bir hikayesi olup olmadığını sordu.
“KAYBEDİLMİŞ AŞKLAR SOKAĞI”NIN HİKAYESİ
Yazar Ali Yedigöz, ilk kitabı “Kaybedilmiş Aşklar Sokağı” hakkında şunları söyledi: “Bu kitabım, aşkta kaybetmiş bir kahramanı anlatıyor. Adı gibi, kitaptaki karakter de sürekli kaybolan, kaybeden birini temsil ediyor. Bu kitabım benim göz ağrım gibi, her zaman özel bir yere sahiptir.” Yedigöz, kitabından bazı bölümleri dinleyicilere aktararak, karakterin duygusal yolculuğuna dair ipuçları verdi.
“GÜL VE BEGONVİLLER” VE KÖY ENSTİTÜSÜ ANILARI
Yedigöz’ün ikinci kitabı “Gül ve Begonviller”in isim babası, şair Yılmaz Bozan’dır. Kitap, köy enstitüsü mezunu öğretmenlere adanmış bir öyküdür. Yedigöz, anne ve babasının Osmaniye Düziçi Köy Enstitüsü mezunu olduğunu, küçük yaşlardan itibaren bu enstitülerle ilgili anılarını dinleyerek büyüdüğünü belirtti. O dönemde, köylerinden alınıp köy enstitüsüne okumaya gönderilen gençlerin hayatlarında yeni bir sayfa açıldığını ve orada büyük mutluluklar yaşadıklarını anlattılar. Yedigöz’ün anne ve babası da o mutlu insanlardandı. Bu anılar, onun okuma ve yazma sevgisini şekillendirmişti.
“BABALAR GECE AĞLAR”IN DERİN HİKAYESİ
Yedigöz’ün üçüncü kitabı olan “Babalar Gece Ağlar” ise novella türünde bir roman. Kitabın konusu, üniversite okumak için Kahramanmaraş’a giden Esra adlı bir genç kızın, burada Cemil adında bir gence aşık olması ve ardından yüzünde ve bedeninde oluşan kaşıntılarla başlayan bir hastalık sürecini anlatıyor. Bu hastalık, Esra ve ailesi için büyük bir kabus halini alırken, Esra umut ve sevgiyle bu zor dönemi atlatmaya çalışıyor.
Yedigöz, bu hikayeyi anlatırken, annesinin her gün gözyaşı dökmesine rağmen babasının yalnızca geceleyin, gizlice ağladığını belirtti. Bu, kitabın duygusal ağırlığını taşıyan önemli bir detaydı.
YENİ ROMAN: PANDEMİ DÖNEMİNİN ACILARI
Söyleşi sırasında, Ali Yedigöz’ün pandemi dönemine dair yazdığı yeni romanı hakkında da bilgi verdi. Henüz yayınevi aşamasında olan roman, pandemi sürecinin ne denli zorlayıcı olduğuna dair derin bir hikaye sunuyor.
Romanın kahramanı Aydın, aşı meselesi nedeniyle karısıyla yoğun tartışmalar yaşamaktadır. İki kez COVID-19’a yakalanan Aydın, ikinci enfeksiyonunda ölümün kıyısında zor günler geçirmiştir. Yedigöz, romanın, nefes almanın önemini ve bu zor süreçte insanın hayatını nasıl yeniden şekillendirdiğini vurguladığını söyledi.
Söyleşi, Ali Yedigöz’ün edebiyat yolculuğu, kitapları ve hayatı hakkında derinlemesine bir sohbetle sona erdi. Katılımcılar, yazarın çalışmalarını merakla beklediklerini ve onun eserlerinin insan ruhunu derinden etkileyen bir güce sahip olduğunu belirttiler.