“Şer’i hukuk, cumhuriyetin ruhuna, varlığına ve değerlerine aykırıdır”

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz ile birlikte 43 baro yaptığı ortak yazılı açıklamada, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun 14.12.2019 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, islami finans kuruluşlarının bağımsız denetiminin, islami kurallara göre denetlenmesi kararına tepki göstererek, kararın Anayasa’nın laiklik ilkesine, Cumhuriyetin ruhuna, varlığına ve değerlerine aykırı olduğu vurguladı.

HABER MERKEZİ

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz’ın imzasının bulunduğu açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın, ‘Cumhuriyet’in nitelikleri’ başlıklı 2. Maddesi, ‘Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.’ hükmünü içermektedir.

“TÜM KURAL VE İŞLEMLERİN DE LAİKLİK İLKESİNE UYGUN DÜZENLENMESİ ŞARTTIR”

Cumhuriyetimizin en temel unsurlarının başında gelen laiklik, dini kurallar ile devletin işleyişini sağlayan yasal düzenleme ve kuralların, yani din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını gerektirir. Laiklik; pozitif bilimin, evrensel hukukun, düşünce özgürlüğünün başlıca teminatıdır. Bu sebeple, tüm kural ve işlemlerin de laiklik ilkesine uygun düzenlenmesi şarttır. Aksi yöndeki tüm düzenlemeler, Anayasamıza ve Hukuk Devleti ilkesine aykırılık oluşturacaktır. 14.12.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından Faizsiz Finans Kuruluşlarının Denetimini Yürüten Denetçiler İçin Etik Kurallar” içeriğinde, Şer’i hukukun referans alındığı görülmektedir.

“LÂİK VE SOSYAL HUKUK DEVLETİNE SAHİP ÇIKMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Şer’i hukuka dayalı referanslarla Etik Kurallar belirlenmesi, Anayasamızdaki laiklik ilkesine açıkça aykırı olduğu kadar, Cumhuriyet’in ruhuna, varlığına ve değerlerine de aykırıdır.

Devletin asli ve kurucu felsefesini korumakla yükümlü olanların böylesi kurallar koyması ve Resmi Gazete’de bu kuralların yayımlanması asla kabul edilemez.Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her bir vatandaş, kendi inancı ve vicdani kanaatiyle değerlidir. Bu bilinçle, toplumsal kutuplaştırmayı artırıcı bu ve benzeri her türlü girişimden uzak durulması gerekmektedir. Barolar olarak Cumhuriyet’in temel kazanımlarına, lâik ve sosyal hukuk devletine sahip çıkmayı sürdürerek, hukuk devleti ve demokrasiden asla ödün vermeyecek ve Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolundan asla vazgeçmeyeceğiz. Kamuoyuna saygı ile duyururuz.”