Kibir, insan ruhunun karanlık köşelerinden birinde filizlenir. Bazen başarıların getirdiği bir tür kendi kendine yücelme, bazen de başkalarının gözünde yer edinme çabasıyla beslenir. Ancak, kibirli bir insanın yanında durmak, insanın kendisine olan saygısını zedeleyebilir. İşte bu noktada, vakarın önemi devreye girer.
Vakar, insanın kendine olan güvenini ve saygısını koruyarak başkalarının yanında durabilme yetisidir. Kibirli birinin yanında vakarlı olmak, sadece kendi içsel huzurumuzu korumakla kalmaz, aynı zamanda başkalarına da iyi bir örnek olur. Vakar, insanı yüceltmez; aksine, onu alçakgönüllü bir duruşa sevk eder. Bu da, kibirli birinin yanında bile, saygı ve itibar kazanmanın en etkili yoludur.
Kibirli birinin sözleri genellikle kendini övme üzerine kuruludur. Bu tür bir ortamda, vakarlı bir kişi dinleyici olur. O, kibirlinin sözcüklerinin ardındaki boşluğu görerek, kendi düşüncelerini ve değerlerini yüceltmeden ifade eder. Kibir, geçici bir hevesken; vakar, kalıcı bir değerdir. Vakar sahibi insanlar, kibirli birinin dikkatini çekmeyi hedeflemezler. Onlar, kendi iç dünyalarında barış ve dinginlik bulmuşlardır.
Kibir, başkalarını küçümseyerek kendini büyük gösterme çabasıdır. Oysa vakar, başkalarına duyulan saygıyı artırır. Kibirli birinin yanında vakarlı durmak, bu kişi ile bir çatışma yaratmamak ve onu haksız yere yüceltmemek anlamına gelir. Kendi değerimizi bilerek, başkalarının haksızca yükselmesine göz yummadan durmak önemlidir.
Kibirli birinin yanında vakarlı olmak, bir erdemdir. Kendi değerimizi koruyarak, başkalarının kibirli tavırları karşısında dimdik durmak, hem kendimize hem de çevremize örnek teşkil eder. Vakar, insanlığın en güzel özelliklerinden biridir; kibir ise geçici bir yanılsama. Unutulmamalıdır ki, gerçek büyüklük, alçakgönüllülükte ve vakar sahibi olmaktadır.
