Yağmurlu ve soğuk bir haftanın sonunda, sıcacık ve güneşli bir Pazar’ a uyanmak çok ayrı bir mutluluk ve keyif verdi bugün.
Her canlı, kendi derdinde uyanmış bugün. Horoz daha neşeli, kargalar daha bir iyimser. Kargalar, kavga etmeden konuştular bugün aralarında. Ağaçların yeşilleri daha bir ayrı güzel, sanki. Tonlamasına yeşil ile bürünmüşler. Yürüyüş yapanların aldığı nefesi hissetim sanki baktığım yerden, parkta oynayan çocukların keyfini.
Bugünün böyle güzel olduğunu, bir tek hasta yataklarında şifa bekleyenler ile dertli olanlar bilemez herhalde diye düşündüm. İnsan keyifli olacak ki, hissedecek ve görecek bu mutluluğu. Onlar için de, hemen ellerimi açtım ve dua ettim.
Şubat ayının keyfini ayrı bir güzellikle yaşadığımızı, halbuki Şubat ayının ne soğuk olduğunu düşündüm birden. Tabi ya Şubat bahar olamayacak kadar, kış ayıdır. Ama yaşadığımız bu güzel bölgenin ve şehrin güzelliği işte bu, dedim.
Sonra Şubat ayının günahı neydi ki, 28 çekiyor diye düşündüm. Aslında bakıldığında en çok adından söz ettirenin, en çok hafızada kalanın Şubat olduğunu,hatırladım. Eksik ama heybetli. Özellikle muhasebecilikte, gün hesabı yaparken çok anlamlı bir aydır.
Bir de ben, Şubat ayında doğanları kıskanırım. Burçlarından dolayı. Mantıklı ve zeki insanların bu ayda doğduğu söylenir. Ayrıca, Sevgililer’ in ayıdır Şubat. Güller, hediyeler ve aşk doruktadır bu ayda. Kutlamalar ayrı bir aşkla ve muhabbete yapılır. Önemli olan aşkın, sevginin ve muhabbetin kalıcı olmasıdır. İnsan aşık olduğunda, gözü ne gülü görür, ne de hediyeyi. Aşka da, bu gözle bakmak gerektiğine inananlardanım. Mühim olan, kalbe bıraktığıdır aşkın.
Yani Şubat, hem kısadır, hem de akıllarda kalan bir ay. Yeter ki yaşamasını bilelim. Bir daha yaşayabilecek miyiz bilinmez ama her defasında olduğu gibi anı yaşamayı bilmeliyiz. Dün bitti, yarın gelecek, elimizde yaşanılacak bir tek bugün var. Farkına varalım.
Sevgiyle Kalın…