KADERİN SAVURDUKLARINDANIM

Kader bazen insanları savurur, fırlatır, bir yerlere atar. Orada iyi veya kötü yaşam sizi bulur.

-Şanslıysanız güzelliklerle karşılaşır, ‘iyi ki savrulmuşum’ dersiniz. Yok, tersi olurda, acı ve zor yaşamla karşılaşırsanız, doğduğunuza pişman olursunuz.

-İşte bende kaderin savurduklarından biriyim. İyi veya acı yaşamdan hangisini yaşadığımı sorarsanız, ikisini de yaşadım.

-İlkinde tozpembe hayatla karşılaştım. Üniversite sonrası Mersin gibi güzel bir şehir. Sorumluluk yok denecek kadar az. Gece yarılarına kadar bar, gazino, yemekler, bazen şafak ışıkları çıkıncaya kadar eğlence.

Hep böyle olsaydı ne ala. Gelgelelim şartlar ve kaderin aynı şeyleri devam ettirmeye engel olacağının hesabını hiç yapmadım.

-Zamanla çocukların büyümesi, şehrin hemşerilik gerekleri. Yavaş yavaş ikinci yaşam devreye girdi. Yaşadığım aile içi büyük üzüntü, Mersin İdman Yurdu sorumluluğu, geçinebilmek için çok çalışmak ve ağır yük, saçlarımı ve sakallarımı beyazlattı. Yoğunluktan bazen nefes alamama durumuna gelmem ve namuslu yaşam gereği yıprandığımı hissettim.

-Yaşadığım büyük acıyla, Allah’ıma şöyle yalvardım: “Allah’ım bu acımı hafiflet ve salim atlatmama yardım et, sana söz veriyorum kullarınla sorun yaşamayacağım.”

Allah acımı sorunsuz atlatmama yardımcı oldu. Şükürler olsun Rabbime, o gün, bu gün onun kullarıyla sorun yaşamadım. Zaman zaman haksızlığa uğramama sesimi çıkarmayışım, karşımdakileri cesaretlendirip, üstüme gelmelerine sebep oldu. Onlar bilmiyorlar ki Allah’ıma söz verdim. Susmam verdiğim sözden, yoksa o zavallı yaratıklara gereken cevabı vermem en kolayı olurdu. Beni üzen zavallılar sizi Allah’a havale ettim. Rabbim mutlaka sizi cezalandıracaktır. Gelelim kadere;

Kader ağlarını yeniden örmeye başladı, Mersin’e ilk geldiğim günler gibi tekrar güzel günler yaşamaya başladım.

-Evlenmiş çocuklar, torunlar ve yine Mersin İdman Yurdu.

-Ama bu defa mütevazi yaşamla tabi.