Mersin Eczacılar Odası Başkanı Özgün Sağır, Türkiye’deki ilaç yokluğu sıkıntısına dair önemli açıklamalarda bulundu.
GAMZE GÜLSER
Sağır, “ İlaç sıkıntısı yeni bir sıkıntı değil ama 2021 yılının ikinci yarısından sonra Türkiye’de kronik bir ilaç yokluğu çekmeye başladı. Firma yurt dışından 20 TL’ye ilacı getirecek, bunu 10,76 TL’den satacak. Bunu yürütmeniz mümkün değil” dedi.
Artan maliyetlerin yanı sıra hammaddenin ve ambalajlamada kullanılan ürünlere erişiminde sıkıntıya girmesinden dolayı eczaneler ilaç tedarik etmekte zorlanırken ilaç bulamayan vatandaşlar çok ciddi mağduriyet yaşıyor.
Sağır, ilaç yokluğunda hammade sıkıntısının yanı sıra etken maddelere de dikkat çekerek; “Türkiye’deki sorun sadece ilaç etken maddesi kaynaklı da değil. Bugün bulunamayan ilaçların büyük çoğunluğunu artık şuruplar ya da iğne olarak adlandırdığımız ürünler. Çünkü cam maliyeti, şişe maliyeti o kadar çok arttı ki biz bu ilaçları temin edemiyoruz” dedi.
“İLAÇ YOKLUĞU 2021 YILINDA KRONİK HALE GELDİ”
Sağır, “Aslında bu sıkıntı yeni bir sıkıntı değil. Her yıl açıklanan ilaç fiyat kararnamesi kuralı şunu söylüyor; bu yılın ilaçtaki belirlenecek olan Euro kuru bir önceki yılın ortalamasına göre alınır. Bu da Şubat ayında yürürlüğe girer. O yüzden geçmişte de Aralık- Ocak aylarında ilaç yokluklarını yaşardık. Çünkü firmalar üretimlerini durdururlardı ve daha yüksek fiyattan piyasaya vermek istedikleri için ilaç dağıtım kanalları ellerindeki ürünleri tutarak yüksek stoklarla sahaya girmeyi beklerlerdi. Sene sonunda belirlenen Euro kurunda makas açıldığı için ithal ilaçlarda da yokluk yaşanırdı. Geçmişte hep ithal ilaç yokluğu Aralık-Ocak aylarında gündeme gelirdi ancak 2021 yılının ikinci yarısından sonra Türkiye’de kronik bir ilaç yokluğu konuşulmaya başlandı. Bunu dile getirdiğimizde maalesef Sağlık Bakanlığı ya da siyasi otorite söylediklerimizi kabul etmedi. Fakat ilacın Euro kuruna bağlı olmasının nedeni ve Euro’nun da son dönemlerde çok hızlı bir şekilde artıyor olması nedeniyle Şubat ayında ilaçlara yaklaşık olarak yüzde 37,5 oranında zam geldi. İlaç Euro kuru Şubat ayında 6,29’a yükseltildi ki, o zamanlar Euro kuru 14-15 TL seviyesindeydi. Fakat Temmuz ayına yaklaştığımızda ilaç yokluğu ciddi bir sıkıntıya dönüştüğü için yüzde 25’lik bir zam daha geldi ve kur 7,86’ya sabitlendi. Normalde 2023 Şubat ayında yapacakları güncellemeyi, 15 Aralık 2022’de yapmak zorunda kaldılar” diye konuştu.
“BUNU YÜRÜTMENİZ MÜMKÜN DEĞİL”
Mersin Eczacılar Odası Başkanı Özgün Sağır, “Son güncelleme üzerinden rakamla söyleyecek olursak bugün ilgili firma yurt dışından 20 TL’ye ilacı getirecek, Türkiye’de bunu işleyecek ambalajlayacak vb. bir de üstüne çalışacak sonra da bunu 10,76 TL’den satacak. Zaten az önce söylediğimiz gibi ticaretinin içerisinde böyle bir kavram mümkün değil bunu yürütmeniz mümkün değil. Türkiye’deki ekonomik şartlara baktığımızda bu firmaların çalıştırdığı personellerdeki iş yükü, elektrik yükü, vb. giderlerini değerlendirdiğimizde çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Buna bağlı olarak zaten Türkiye’deki sorun sadece ilaç etken maddesi kaynaklı da değil. Bugün bulunamayan ilaçların büyük çoğunluğunu artık şuruplar ya da iğne olarak adlandırdığımız ürünler. Çünkü cam maliyeti, şişe maliyeti o kadar çok arttı ki biz bu ilaçları temin edemiyoruz. Bugün meslektaşlarımın büyük çoğunluğu nöbet tutmak istemiyorlar çünkü nöbetlerinde gelen ilaç reçetelerinin hiçbiri tamamıyla karşılanamıyor. Ve bu da ne oluyor? Hasta zaten hastaneye gitmiş çok uzun kuyruklar beklemiş, 2-3 saat acilde beklemiş, eczaneye geldiğinde yok kelimesini duyduğunda artık son nokta olduğu için hastada bir şiddet başlıyor. Geçtiğimiz haftalarda mesela Eskişehir’de bırakın nöbeti, gün içerisinde bir meslektaşımıza fiili saldırı oldu, şiddet oldu ilaç yokluklarından kaynaklı. Sahada bu sorunu yaşayan bizleriz ama maalesef bizi göz ardı ediyorlar” şeklinde konuştu.
“İLAÇTA DIŞA BAĞIMLIYIZ”
İlaçta dışa bağımlı olduğumuza vurgu yapan Sağır, “Türkiye’de Sanayi Bakanlığı’nın rakamlarına göre ilaçta ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 32. Bu rapor web sayfasında var herkes gidip görebilir. Kısacası biz ilaçta dışa bağımlıyız ve bunu kabul etmek zorundayız. İhracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 32 olduğu bir sektörde ki bu sektör öyle keyfi bir sektör değil stratejik bir sektör, ilaç sektörü. TÜIK rakamlarında da var, yine Sağlık Bakanlığı’nın verilerinde de var. Bakın 2022 yılında gayrisafi yurtiçi hasıla içerisinde ilaca ayrılan pay yüzden 1.9 iken 2021 yılında ilaca ayrılan pay yüzde 1’e düşüyor. Yüzde yüzlük bir düşüş var. Nüfus arttı, ilaç tüketimi arttı, yaşlı hastalarımızın sayısı arttığı için kronik hastalıklarınız arttı kısacası tüketiminiz arttı ama oransal olarak baktığımızda gayrisafi yurtiçi hasılada oranımızı bırakın aynı kalmayı yüzde yüz oranında düşürüyor. Böyle bir sektörün ayakta kalması mümkün mü? Nöbetler tabi gün içerisine göre daha sıkıntılı neden çünkü acil vaka, annenin kucağında çocuğu var ve ateşli, o çocuğuna bulamadığı 50 liralık bir ilaç olsa kıymeti yok çünkü bulunamayan ilaç en pahalı ilaçtır. Hastaya yok dediğinizde hasta sonuçta son nokta olarak bize geldiği için “O zaman ne yapacağım ben diyor” şeklinde konuştu.