Son günlerde, ahir zamanın geldiğinden midir? Sosyal medyanın kirliliğinden mi? Yoksa, ağzı olanın konuşmasından mıdır? Bilinmez ama, herkes kendince ekonomist… Okul okumadan, direk alaylısından hem de…
Döviz ve altının muhteşem yükselmesi ve bir an da dibi görmesi ile halk olarak büyük şoklar yaşadık. Evet, birileri inanılmaz zengin oldu, birileri çok fakirleşti ama, sonuç; sadece güzel ülkemin ekonomisine, Merkez Bankası rezervlerine, hükümete güvensizliğe oldu, yani doğru yine değişmedi.
Sosyal medyayı sık kullananlardanım. Allah’ ım bu nedir böyle? Gerçekten ekonomiden anlayanlar, “ben demiştimler” ile reklam peşinde. Anlamayanlar, “vay efendim bilmem kaç milyar dolar nereye gitti” de… Gitti evet de, hani kanıtınız. Neden altı boş yaygaralarınız ile bizlerin de, psikolojisini bozuyorsun. Ordan burdan duymayla, iki twit okumayla, ekonomist mi oldunuz? Ve asıl gerçek vatandaş ise, olması gerekenin yani, dolar indi, zamlar geri alınsınların peşinde iz sürmekle meşgul.
Biri çıkar, zeytin bahçelerinin içinde 3 katlı villasında “sadece simit yiyerek ekonomiyi düzelteceğiz” derken, biri de, “ona söz söyleyenleri ısırırım” der. Birisi “ben Türkiye’ ye küstüm, bir şey söyledim yanlış anlaşıldım”, der. Birisi “Şubat-Mart’ ta dolar 18.- TL’ yi bulmaz, daha vakti var” der. Birisi “ihracatçı 15.- TL.’ den dolar sözleşmesi yaptı, ne olacak der”? O ihracatçı da, ülkesini düşünmeden dolar yükselirken attığı kahkahalarına saysın, sabit kurunu. Kusara bakmayaraktan…
Yaşadığımız cennet vatanın güzellikleri, mis kokulu havası, hani o damarlarımızda akan cesur kan? Hani Türklüğümüz, hani milliyetçi duygularımız? Ne oldu da, herkes birden kendi cebini düşünecek dereceye geldi, güven bitti. Ülkeye güven, paramıza güven, birbirimize güven, insanlığımıza güvenimiz kayboldu.
İşte bu, gelmekte olan geliyor’ un hikayesi, DÜNYANIN ve İNSANLIĞIN SONU…
Sevgiyle Kalın…
