Böyle seslenmiştim o’na ilk tanıştığımızda.. Farklı bir tarzı vardı, genç ve güzel bir yüzü, kısacık kestirdiği saçlarının üzerinde aklar.. Cıvıl cıvıl bir kadın.. Sıcacık gülümsüyordu,kibar ve zarifti.. Naif ses tonu ve kusursuz diksiyonu hemen ilgimi çekmişti..
Geçtiğimiz yaz çalışanı olduğum şirkete ve çalışma arkadaşlarıma terapi seansları vermek için gelmişti. Başta mızmızlansak da, Çiğdem Hoca’nın dersleri ilgimizi çekmeye başlamıştı.. Hayat’a dair verdiği örnekler güzeldi, bizi gülümsetmişti. Kahve eşliğinde keyifli sohbetlerimiz ve bana bazı öğütleri olmuştu. Bir süre sonra, şarkı söylemeyi çok sevdiği için, uzun bir turneye çıkacağını söyleyip vedalaşmıştı bizimle..
Bu sabah uyandığımda sosyal medyada bir fotoğraf gördüm, başlıkta “Köklerinde iyilik var” yazıyordu. Tanıdık bir yüzdü fotoğraftaki, saçları yoktu ama o gülümseme yine de tanıdık gelmişti. İsmi okuyunca emin olmuştum artık. Evet, herkesin her an başına gelebilecek olan hastalık Çiğdem Hoca’ma da musallat olmuş meğer. Ve inanır mısınız, o hala gülümsüyor, şiirlerle örneklendiriyor yaşadığı bu süreci. Tıpkı o’na yakıştığı gibi.. O’nun çok güçlü bir insan olduğuna ve bu süreci atlatacağına yürekten inanıyorum.
Her şeye rağmen umudumuz var Dostlar, kan ve kök hücre bağışında bulunarak Çiğdem Hocamız gibi pek çok insana destek ve daha da önemlisi, umut olabiliriz!