Oruçlar tutuldu, Ramazan’ ın büyük feyzine ve sevabına ulaşıldı. Herkes kendince öyle yada böyle, bayrama ulaştı, şükür. Allah kabul etsin.
Bu yıl Bahar mevsimine denk gelen Ramazan ayı, bizleri pek yormadı. Sadece geleneksel sahur sonrası uykusuzluk, okulların açık olması ve işe gidenler için erken kalkma olayı, yordu. Aralarda dinlenme imkanı bulanlar için yine de çok güzeldi.
Bir kere, Ramazan’ ın o muhteşem dokusu, varlığı, mübarekliği, yetti maneviyatımıza. Ne çok özlemişiz meğer. Ama tabi ki o eski Ramazan ayı bu senede yoktu. Kalabalıkta kalkılan sahur, neşe ile kalabalıkta açılan iftarlar yoktu. Her şeyin çok masum, çok güzel ve aranılan olduğu gibi ben bu sene Ramazan’ da, eskiyi en çok hissedenim. Annemi ve çocukluğumu, o kadar çok özledim ki… Sahurda annemin kıldığı namazları, okuduğu Kur’ an’ ları aradım.
Ben bu sene en çok, iftar yemeklerine davet edilenlere takıldım. Çok sayıda katıldığım iftar davetlerinde, nedense oruç olmayanlar o kadar fazla idi ki. Bir de en çok iş insanları ve zenginler. Davet verenler kime, neyi ispatladılar acaba? Bu davetleri düşkünlere, kimsesizlere, yaşlılara, engellere verseler idi, yapılan hayır daha çok yerini bulmaz mıydı? Onların yüzlerindeki gülüş, verilen değer ve onların yaşadıkları duygular, her şeye değmez miydi? Belki de, yiyemedikleri yemekleri yiyecekler, o güzel soflarda ömürlerinde ilk kez oturacaklardı. İşte asıl düşünülmesi gereken, asıl kazanılması gereken bu değil miydi? Fakat nedense, ya kimsenin aklına gelmedi, yada işine…
Benim bu sene en çok takıldığım olay, bu oldu. Açık ve net olarak ifade ediyim ki, kendimce kınadım da bu kişileri. Davet verenleri ve icabet edenleri. Hem oruç değiller, hem de oruç rolü oynayarak oturdukları o masaları. Evet anlıyorum, herkes yakınlarını, dostlarını, tanıdıklarını ve iş yaptıklarını davet etti. Yine de, bu Ramazan bir değişiklik yapılamaz mıydı? En azından ben böyle düşünüyorum.
Bayram geldi, evlerimize aldık şekerleri, tatlıları. Hangi misafirlere ise… Keşke, bayramlar eskisi gibi rağbet görse de, gelenlerin gidenlerin evimizi boş bırakmadığı ortamlar olsa da, aldıklarımızın tadı olsa. Olması gibi yaşansa keşke Bayramlar… Erkenden kalkılsa, erkekler namaza gitse, kadınlar kahvaltı hazırlasa, büyüklerin elleri öpülse, çocuklara harçlıklar verilse, evlerimiz misafirler ile dolsa taşsa, kolonya kokusu evlerimize yayılsa ve yorulsak. Evet çok yorulsak…
Bayramın, bayram hissinde yaşandığı, tadını alacağımız, nice mutlu Bayramlar’ a…
Sevgiyle Kalın…