-GAMZE PALAMUT-
Ne yazsam diye düşünmeye hiç gerek kalmadan, hep aynı konular kafamda dolanıp duruyor. Kadın cinayetleri, çocuk istismarları, bitmek tükenmek bilmeyen şiddetler, kavgalar… Daha ne kadar yazacağız, daha ne kadar şahit olacağız böyle konulara bilemiyorum.
Geçenlerde yine yaşanan, dolmuşta kadına şiddet olayı duyulmuştur. Dolmuşta adam kadını dövüyor, küfürler saydırıyor ve artık şaşırtıcı gelmiyor böyle olaylar. Fakat asıl şaşırtıcı olan, sinir bozucu olan dolmuştaki hiç kimsenin kılının bile kıpırdamaması. Nasıl sessiz, sakin kalabildiler bu durum karşısında, gerçekten hayret edici. Hadi dayak yiyen kadın kendini savunamadı, sesini çıkaramadı, peki neden hiç kimse olaya müdahale etmedi?
Aslında cevap çok basit. İnsanlar artık korkuyor! Savunurken, müdahale ederken olayın içine karışmaktan, olaya dahil olmaktan endişe duyuyorlar. O şiddet uygulayan adamın, müdahale eden kişiye bulaşmasından, o kişiye de şiddet uygulamasından korkuluyor.
Çünkü böyle insanlar saplantılı insanlar!
Çünkü böyle insanlar tehlikeli görünen insanlar!
Bu yüzden de değil şiddet görenin kendini savunması, olaya şahit olanlar bile ses çıkaramıyor.
Çok yazık ki artık böyle olaylar sıradanlaştı.
Ülkedeki tek sorun siyasetmiş gibi herkes o tarafa yönelmiş.
Oysaki şu zamanda çocukların ömrü, kelebeklerin ömründen kısa olmuş. Fakat maalesef ki ülkedeki bütün mesele koltuk sevdası.
Ahmet Arif’in dediği gibi:
“Kelebeklerin bile çocuklardan uzun yaşadığı bir coğrafyada size hangi şiiri yazayım.”
Ahmet Arif’le aynı duyguları yaşıyorum sanırım. Böyle bir coğrafyada size nasıl iç açıcı bir köşe yazısı yazayım!