Ayakta Durmak…

Yükümüz ağır, gönlümüz kırık dökük, kimimiz tarifi zor acılar taşıyor. Yitip giden canlarımız, solup giden tenimiz, solan gülüşlerimiz ve yıpranan bedenimiz. Git gide ağırlaşıyor yüreğimizin yükü git gide ağırlaşıyor. Taşımakta zorlanmaya başlıyoruz kimi zamanlar. Dil suskun, yürek bir çare, sükût olmuş diller. Anlatması zor bir suskunluğun çığlığında yüreğimiz. ‘İçin yâre can biçare..’

Deva arıyor iken kimi insan yüreğindeki tarifi zor acıya, farkına dahi varmadan daha ağır ve zor acıları yük edinmeye başlıyor. Aldanışlarımızdan mı kaynaklı yahut aradığımızı bulduk sandığımızda gözümüzdeki perdenin kapalı olduğunu unuttuğumuz için mi?

Belki de çoğumuz deva arıyor iken, tekrar aynı hatalara, yanlışlara ve aldanışlara düşüyor. Geçmişimizi unutup, yaşadıklarımızı bir kenara atıp devam ederken, unutuyoruz her şeyi…

Öyle bir noktadayız ki, doğru ve yanlışı ayırt etmekte git gide daha da zor bir hal içine düşüyoruz. Bir yanımız doğruya inanır iken, koca bir yalanın içinde olduğumuzun farkına varamıyoruz. Yalan bu; diline, bedenine, hayatına girdiyse çıkması oldukça zor. Çoğumuz büyük bir tuzağın içindeyizdir farkında değiliz. Çoğumuz koca bir yalanın içinde büyük bir hayal kırıklığının altındayızdır. Kimi çok merhametli ve sevgi duyduğunu belirtir iken, diğer yanda ise başka bir yalan ile başka birini tuzağına düşürmek için hareket ediyor. İnsanların acılarıyla onlara yaklaşmaya çalışanından tutun daha sayamadığımız birçok yalan ile onları tuzaklarına düşürmek için kötülüğe hiç ara vermiyorlar. Kimi yandan gerçek olanı yalana bürüyerek kendilerini aklamak isterler. Kimi yandan hedefindeki şeyi tuzağına düşürmek için büyük bir tuzak kurmaya devam ederler.

İnsanları tuzağa tam düşürdüm dersin, öyle bir hal olur ki tepetaklak olursun. Kimi tepetaklak olduktan sonra tekrar başka türlü yalana bürünür ve yine ara vermeksizin devam eder; hem dünyayı kötü bir hale sokmaya, hem de insanları tuzağa düşürmeye.

Bob Marley’in bir konuşmasını paylaşmak istiyorum:

Barış için konsere çıkmaya hazırlanırken, bir adam evine girip onu yaralamış. İki gün sonra konserde sahneye çıkıp şarkı söylemiş.

Biri ona sormuş, neden?

“Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışan insanlar, bir gün bile tatil yapmıyor, ben nasıl yapayım?”

Belki de çok haklı. Kötüler kötülüklerini ve tuzaklarını yaymaya bir gün bile ara vermiyor iken, bizler onlara inat daha doğru ve dürüstçe yaşamak için hiç durmamalıyız.